Tanklar Kâbe’ye dayanacak

Ä°ran DışiÅŸleri Bakanı Cevad Zarif, Türkiye ziyaretini neden erteledi? Ziyaret öncesi Türkiye'de ciddi bir kamuoyu çalışmasıyapan Zarif'in bu erteleme kararının altında bir program uyuÅŸmazlığı olduÄŸunu sanmıyorum.

Son dönemde Suriye konusunda iki ülke arasındaki uyuÅŸmazlığıntehlikeli biçimde derinleÅŸmesi, Ä°ran medyasına Türkiye'yi hatta CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan'ı ve ailesini hedef alan yayınların servis edilmesi, son terör saldırıları sırasında Ä°ran'ın PKK'ya sıcak mesajlar vermesi, nükleer anlaÅŸmadan sonra Tahran yönetimininAkdeniz'den Kızıldeniz'e kadar olan bölgenin tek hakimi gibi bir havaya girmesi, iliÅŸkilerde esaslı bir kırılmaya yol açmış olabilir.

Hemen bir not aktarayım: Bugün PKK saldırıları ağırlıklı olarak KuzeydoÄŸu Anadolu bölgesinde gerçekleÅŸiyor, Karadeniz'e doÄŸru bir koridor oluÅŸturacak ÅŸekilde geniÅŸliyor. 2005 yılında da aynı durum söz konusuydu. PKK bir tür Karadeniz koridoruaçmaya çalışıyordu.

Kuzey Suriye koridoru ve Karadeniz koridoru

Türkiye'yi alarma geçiren Kuzey Suriye koridoru ile Karadeniz koridoru arasında iliÅŸki olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Bir taraftaAkdeniz'e ulaÅŸma, diÄŸer tarafta Karadeniz'e ulaÅŸma hesapları var. Tahran'ın S. Arabistan'ı çevrelemek için Yemen'de giriÅŸtiÄŸi darbenin bir hedefi de Kızıldeniz'e açılma giriÅŸimiydi. PKK ve HDP ile Tahran arasında dikkat çeken yakınlaÅŸma ile bu koridor meseleleri arasında nasıl bir baÄŸ olabilir. Ä°ran, Kürt örgütleri bölgeye karşı birTruva Atı olarak mı kullanır oldu? Tam da bu dönemde, Tahran'ınTürkiye içindeki darbeci gelenekle yakınlaÅŸmasına dikkat çekmek istiyorum.

Suriye üzerindeki jeopolitik hesaplaÅŸma ile Ä°ran ile Batı arasında varılan nükleer anlaÅŸmanın bölgesel etkileri konusunda Türkiye'de kimseden aklı başında bir analiz okuyamıyoruz. Bir süredir özellikle bu konuya dikkat çekiyorum. Bir Ä°ran yayılma haritası belirginleÅŸiyor.Basra Körfezi, Akdeniz ve Kızıldeniz arasında çok büyük bir krizin alt yapısı pazarlanıyor. Åžimdi buna yeniden Karadeniz de eklendi.

Ä°ran'ın açgözlülüÄŸü ve Mekke Savaşı..

Sadece Ä°ran'la sınırlı bir hesap deÄŸil bu. Uluslararası irade, yeni birbölge haritası ÅŸekillendirmeye çalışıyor. Bunu da bölgesel düzeyde yıkım oluÅŸturacak, mezhep kimliÄŸi üzerinden pazarlıyor. Suriye ve Irak'taki örgütler ile Ä°ran ve Kürt milliyetçiliÄŸi etkin bir ÅŸekilde bu amaçla seferber edilmiÅŸ durumda. Batı-Ä°ran anlaÅŸmasının esasında bu büyük harita projesinin bulunduÄŸuna inananlardanım.

Åžahsen bu krizin büyüklüÄŸü beni korkutuyor. Biraz dikkatli bakan herkesi, her ülkeyi, bu coÄŸrafyadaki her etnik unsuru ve her mezhepten çevreyi korkutması gereken bir geliÅŸme bu. EÄŸer gözlerimizdeki bu körlük devam ederse, birkaç yıl içinde bir Mekke Savaşı ile karşı karşıya geleceÄŸiz, tankların Allah'ın evine dayandığını göreceÄŸiz.

Ä°ÅŸte bu yüzden, mezhep üzerinden pazarlanan, örgütlerle servis edilen, bir takım baÄŸnaz bölge ülkelerinin aptallığı ve aç gözlülüÄŸü üzerinden yürütülen bu büyük kriz, “dengeleyici” pozisyon alma özelliÄŸi olan tek ülke Türkiye'yi hedef alıyor. Ä°ç politika bu krize göre dizayn edilmek isteniyor. Terör örgütleri bu amaçla seferber ediliyor. Örgütler Türkiye'ye karşı tek çatı altındatoplanıyor.

Ä°çerideki 'iÅŸgalciler' bu projenin içinde

Bütün bunlar, içerideki “iç iÅŸgal” mekanizmaları ile koordineli yürütülüyor. Türkiye'nin milli ve özgür pozisyon alışı sabote edilmek isteniyor. Kamuoyuna yönelik ciddi bir mobilizasyon uygulanıyor ve kitleler zehirleniyor. Yeni bölgesel sürprizlere ortam hazırlanıyor.

Ä°ÅŸte bu kadar karmaşık, bu kadar yıkıcı, bu kadar bölgesel kaos yatırımına karşı içeride ülkesine karşı pozisyon alanlar için “ihanet” kavramı belki de ilk kez bu kadar yalın, bu kadar gerçekanlam ifade ediyor. Bu yüzden, kimlerin nerede durduÄŸuna, kimlerle ne tür ortaklıklara giriÅŸtiÄŸine çok iyi bakın.

Kalem sahiplerine ve cümlelere iyi bakın. Medya organlarına ve sermaye çevrelerine iyi bakın. Dışarıdan iç politikaya müdahil olup yeni bir siyasi vesayet biçimlendirmek isteyenlerin hepsi bu büyük projenin parçasıdır. Türkiye gerçek bir tehdit altında ve bölgenin tek özgür, güçlü ülkesini dize getirmek istiyorlar. Önümüzdeki iki yıl içinde Türkiye'nin tam anlamıyla teyakkuz halinde olacağını da bir yere not edin.
Ä°ran ve bölgeye dönelim.

Tahran'ın 'üç deniz' savaşı

Tahran üç denizde birden açılmaya dönük ciddi bir jeopolitik harita uyguluyor. Irak tam denetiminde. Basra Körfezi kontrolü altında. Lübnan üzerinden Akdeniz'de. Yemen üzerinden deKızıldeniz'e açılırken S. Arabistan'ın direncini kırmaya çalışıyor. Nükleer anlaÅŸma Tahran'ın elini güçlendirdi. Bölgesel bir fırtınaestirmesine yol açtı. MüthiÅŸ bir özgüven, hırs, şımarıklık ve açgözlülükle her yere müdahil olur hale geldi.

GörünüÅŸte bütün bunları mezhep demografisi üzerinden yürütüyor. Ama aslında psikolojik alt yapısı Fars milliyetçiliÄŸi ile örülmüÅŸ. Körfez Savaşı'ndan bu yana devam eden Arap-Fars savaşı her aÅŸamasında Ä°ran'ın zaferi ile sonuçlandı çünkü.

Arap-Fars sınırı Ä°ran-Irak sınırıydı, Irak iÅŸgaliyle Irak-Suriye sınırına çekildi. Suriye'de bu sınır durdurulmak istendi ama Ä°ran bütün askeri gücü ile Suriye'ye girdi. Bugün binlerce Ä°ran askeri Suriye'yi kontrol altında tutmaya çalışıyor. Ä°ran sınırı Akdeniz'e ve S. Arabistan içlerine kadar itmeye ÅŸartlanmış gibi.

İran Suudi Arabistan'ı, Irak Kuveyt'i vurabilir

Bunun bir adım sonrası Basra Körfezi'dir. Bir yerlere kaydedin gün gelir Ä°ran Suudi Arabistan'ı, Irak Kuveyt'i vurabilir. Åžahsi kanaatim, iki yıl içinde Basra Körfezi'ndeki ülkelerin ciddi bir ÅŸekilde karışacağı yönünde. Zaten ciddi bir mezhep krizi var ve bu ülkeler yoÄŸun Ä°ran tehdidi altında. Bir süre sonra Tahran bu ülkelere doÄŸrudan müdahil olacaktır.

Bugün Yemen'de Ä°ran nüfuzuyla savaÅŸan, kendini çevrelemesini durdurmaya çalışan S. Arabistan Basra Körfezi'nde bunlar olurken bir de DoÄŸu cephesi ile uÄŸraÅŸmak zorunda kalacaktır. Kendi içindeki Åžiiler üzerinden de istikrarsızlığa sürüklenecektir. Riyad yönetimi Müslüman KardeÅŸler'i haritadan silmeye çalışadursun, bu stratejik körlüÄŸü kendine çok pahalıya malolacaktır.

Bütün bunların üst okuması ÅŸudur: Mezhep kimliÄŸi servis edilerek bütün coÄŸrafya iki büyük kampa ayrılıyor. SoÄŸuk savaÅŸ döneminde “Ä°slam'ın kanlı sınırları” söylemini kullananlar, on yıldır “Ä°slam kendi içinde savaÅŸacak” diyor, savaşın Ä°slam'ın kalbine yerleÅŸeceÄŸini söylüyor. Ä°ÅŸte bu gerçek oluyor. Mekke Savaşıuyarılarımın ana sebebi budur ve sakın ola ki bunun mümkün olmadığını düÅŸünmeyin.

Türkiye karşıtı örgütlerle el ele

“Ä°ran'ın Haçlı Seferleri ve yeni Mekke Savaşı” gibi ifadeler kullanmam, bu yüzden hiç yadırganmasın. Mezhep görümünü altında müthiÅŸ bir milliyetçi dalga ile karşı karşıya bütün bölge. CoÄŸrafyanın yeniden biçimlendirilmesine yönelik büyük projenin altında kendine yer bulan, bunu fırsata çeviren Tahran, kendi ihtiraslarına karşı büyük bir sınav vermek zorunda kalacaktır.

Unutulmasın ki, Ä°ran'ın kendi içinde çok ciddi sorunları, zaaflarıvardır. Belki Türkiye'den daha fazla etnik kırılganlığa sahiptir. Bir gün, bölgeye yönelttiÄŸi tehditler, içeride kendi kırılganlığı üzerindetam tersi sonuçlar da doÄŸurabilir.

Bunları bir Åžii-Sünni ayrışması üzerinden yazmıyorum. Bölgede oluÅŸmaya yüz tutan resmi çizmeye, birkaç yıl içinde karşılaÅŸacağımız tehditlere dikkat çekmeye çalışıyorum. Ä°ran'ın son günlerde Türkiye'ye yönelik tavrı ciddi olarak rahatsızlık sebebidir. Bu kadar cephe ile uÄŸraÅŸan bir ülkenin kendine yeni bir cephe açma, bunu yaparken de Türkiye'yi her alanda huzursuz etme, örgütlerle flört etme, aynı zamanda Ä°ran kamuoyuna Türkiye karşıtı haberler servis etme giriÅŸimleri pek normal görünmüyor.

Åžii Ä°ran yerine Fars Ä°ran geldi, çılgınlık baÅŸladı

Ama Ä°ran'ın önündeki öncelikli hedef Basra Körfezi ve S. Arabistan'dır. Tahran, Mekke odaklı, S. Arabistan odaklı, Basra Körfezi odaklı bir çılgınlık içindedir. Bunu yaparken her ne kadar mezhep kimliÄŸini kullansa da, aslında milliyetçi dalgayı seferber edecektir. Çünkü Ä°ran-Batı anlaÅŸmasıyla Åžii Ä°ran'ın yerini Fars Ä°ran almıştır.

Bu yeni emperyal ihtirasın Basra Körfezi'nde giriÅŸeceÄŸi tehlikeli macera, bütün bölgeyi sarsacaktır. Bu imparatorluk hesabının yol açtığı dalgalar Türkiye sınırlarını bile yoklamaktadır. Çok geçmeden, tanklar Kabe'ye dayanmadan, Basra Körfezi'nde baÅŸlayan kriz Mekke Savaşı'na dönüÅŸmeden bu ihtirasın dizginlenmesi lazımdır.